Moda ve Kölelik
“Moda” diyorlar adına… Taklitçilikten ve tektipçilikten başka ne getirdi dünyaya? Tek tip insanlar… Tek tip amaçlar ve heyecanlar…
Özenti… Giyim kuşam ve tavırlarda tektipçilik…
Karakter ve kişilik değil midir insanı insan yapan? Ne zamandır bu kadar giyim kuşam merkezli yaşıyor insanlar?
Ne zamandan beri birbirimizi bunlarla yargılar olduk?
Modaya aykırı giyim, modası geçmiş bir giysiyi giymek ölüm!
Birileri soğuktan ölüyor, giysisi olmadığı için… Birilerine ise modası geçmiş bir giysiyi giymek ölüm geliyor…
İnsanın görünmez zincirleri var böyle, özgürlüğünü kısıtlayan, kendi olmasını engelleyen…
İnsan kendi sevdiğini ve kendi rahat ettiğini giyemez, yasak! Görünmez bir yasak bu… “Trend”lere uymak zorunda…
Yoksa elalem ne der? Özgürlüğü kısıtlayan en büyük unsur değil midir ki bu: “Elalem”
Kölelik bitti sözde; psikolojik kölelik değil midir bu?
İnsan mutluluğu, gücü ve onuru böyle şeylerde arıyor. O kadar yalan ve o kadar sahte ki… O kadar geçici ki…
Kapitalizmin insanlara yönelik psikolojik bir tuzağı bu… Özgüvensizlik ve kompleks aşılıyor içten içe…
“Siz eksiksiniz, her şeyiniz eksik!
Gidin alın, daha çok alın!
Yalan söylemekten utanmayın,
kandırmaktan utanmayın,
kötülükten utanmayın…
Giyiminizden utanın, işte en çok bundan utanın!”
Reklamlar, avm’ler, diziler,… hep buna hizmet ediyor.
İnsanları çepeçevre sarmış bu zincirleri kırmak gerek bir an önce… Kibir ve gösteriş aşılamaktan başka bir işlevi olmayan bu akıma kapılmak yerine, özgür ve onurlu yaşamayı öğrenmek gerek.