Kadın Cinayetlerine Hak Vermek
Bir kadın daha bu ülkede işkenceyle, boğazı kesilerek, yakılarak öldürüldü.
Neredeyse her gün bir veya birkaç kadın, eşleri veya eski eşleri, abileri veya babaları veya hiçbir şeyi olmayan herhangi bir erkek tarafından öldürülüyor.
Okumuşu, okumamışı, açığı, kapalısı bütün kadınlar öldürülüyor.
Artık bu haberlere alışmak, duyarsızlaşmak çok ama çok kötü.
Ama daha da kötüsü ne biliyor musunuz? Etrafta dolaşan zehirli, iğrenç düşünceler:
“boşuna değildir”, “kim bilir ne yapmıştır”, “bu konu niye bu kadar önemseniyor, trafik kazasında da insanlar ölüyor”, …
Trafik kazasıyla katliamı, zulmü, işkenceyi bir tutacak kadar beyin özürlü, ahlak yoksunu insanlar…
Katile hak verirsen, katilden farkın kalır mı?
Zaten bu katliamların devam etmesinin nedeni toplumun içten içe verdiği bu destek değil mi?
Allah diyor ki, “bir insanı öldürmek, bütün insanları öldürmek gibidir.” (Maide Suresi 32. Ayet)
Bir kadını, bir insanı öldürüyorsan, bütün insanlığı öldürüyorsun.
Adına “namus cinayeti” mi diyorsun, bil ki senden ve sana hak verenlerden namussuzu yok.
Bu sizin kendi uydurduğunuz bir namus anlayışı, bunun kitapta yeri yok.
Bir kötülüğe, herkes kötülük gözüyle bakıyor, herkes öfkeleniyorsa acınızı yaşarsınız sessizce.
Ama hak verenler, içten içe destek olanlar ya da hafife alanlar olduğunda sessiz-sakin kalmanız mümkün değildir.
Çünkü onlar öldürmekten bile daha kötü bir şey yapıyor: Öldürmeyi meşrulaştırıyor.
Allah’ın inanç sisteminin aksine, kötülüklerin artarak devam etmesine neden olan bir düşünce sistemi üretiyor.
Bunun kitaptaki, Kurandaki adı “şirk”tir. Ve şirk, Allah’ın asla affetmeyeceği en büyük günahtır.